İlk İnsandan Beri Niyet Muhasebesi…


   Yaratana karşı şükrü temsil eden kurban ibadeti, Habil ve Kabil hadisesinden beri insanlık tarihinde farklı vecihlerle süregelmiştir. “Ameller, niyetlere göredir.” Hadis-i şerifinin bizzat tatbiki olan bu ibadet, kulun Allah’a karşı samimiyetini ölçer niteliktedir. Bunca ahenk ve düzen içinde kâinatı müşahede eden bir kul, insanlar arasında da aynı dengeyi ve adaleti görmek isteyecektir. Zenginin malının zengine, yoksulun yoksunluğunu da kendisine bırakıp gidemeyeceğimizin farkına varacaktır.

   Allah katında üstünlük yalnızca takvadadır. O halde rengimizle, dilimizle ya da mal varlığımızla değil; bu mükemmel düzene yaraşır şekilde yaşayışımızla değer kazanabiliriz. Hz. İbrahim’in oğlu İsmail ile imtihanı neticesinde İslam geleneğine miras kalan kurban, takva elbisesi giymek isteyenlerin en güçlü yollarındandır. İslam, teslimiyet kökünden gelir. Kul, zenginliğe şükrederek, ihtiyaç sahibi de şikayetlenmeksizin durumuna sabrederek bu teslimiyete vakıf olabilir. Zenginin şükrü yalnız dilde değil, fiiliyatta da kendini göstermelidir. Nitekim kendisindeki mal varlığının fazlası, yoksulun payından verilmiştir. Kâmil adaletin terazisi, dengeyi korumaya çalışan Mümin’in elindedir.

   Bir müjdemiz olur, şükrederiz. Bir talebimiz olur, Allah tarafından lütfedilirse diğer kardeşlerimizle paylaşmak isteriz. Evlat naip olur, hayırlara vesile kılmak ister, akika başına geçeriz. Bayram gelir, belki de ömründe eti ağzına hiç almamış kardeşlerimizin gönlüne gireriz. Şükür denir, adak denir, vacip denir belki ama hepsi kurbiyetin yani yakınlaşmanın adıdır. Kurban, Allah’a yaklaşmanın karşılığıdır.

   Masum Eli ailesi olarak yakınlığımız hep birlikte olsun istedik. Allah’a olan şükrümüzü O’nun istediği şekilde yerine getirmek ve usulüne uygun halde mümin vazifesini yapmak niyetindeyiz. “İnandık.” demekle iman etmiş sayılmadığımızı bize hatırlatan yüce kitabımızı hakkıyla okumak ve hayatımıza geçirmekle vazifeliyiz. Gazze’de, Suriye’de, Afrika’da, Türkiye’de ne kadar muhtaç kardeşimiz varsa onlara ulaşma ve hakkını verme yoluna hep birlikte giriyoruz. Adak, akika, şükür ya da vacip kurbanlarımızı Masum Eli’nde ihtiyaç sahiplerine ulaştırıyoruz. Şükrün fiilini, ihtiyaç sahibinin sabrını ölçen Rabbimize samimiyetle yaklaşmak istiyoruz. Masum Eli’yle ihtiyaç sahiplerine dokunmak istiyoruz.