Her Bir Adımda Allah Sedası…


   Rabbimizin buyurduğu üzere üç tür sadaka-ı cariye vardır. Hayırlı, salih ameller işleyen evlat yetiştirmek, Hakk’a davet eden ilim eseri bırakmak, Müslümanların faydalanacağı yapılar inşa ettirmek. Ömür sermayesini en güzel şekilde değerlendirmek isteyen bir kul, dünya hayatı bitip de hayırlı işleri son bulduğunda amel defterinin kapanmaması için gayret haline girer. Dünya hayatı öyledir ki göz açıp kapayıncaya kadar geçer. Daha dün gözlerini açan minik bir bedenken, göreceli bir zaman sonra toprağın altına defnediliriz. Yıllar, yaşarken zor olsa da dönüp geriye bakıldığında bir çırpıda geçmiştir.

   Kuran-ı Kerim bağışı, su kuyusu, cami, mescid, külliye gibi fırsatlar bu hızlı geçen zamanda bizi zamansızlığa götürür. Ebedi saadet kapılarını açan sadaka-ı cariye, bir Müslüman’ın dünya hayatında yapabileceği en kıymetli amellerdendir.  Ecdadımız yüzyıllardır sadaka-ı cariye geleneğini sürdürmüş, sonsuzluğa vesile kılan amelleri yerine getirmek için fırsat kollamıştır.

   Manevi mirasımızın hakkını vermek isteyen Masum Eli ailesi, Allah sedasının duyulmadığı, cemaatle namaza imkân olmayan bölgeleri tespit ediyor. Yıllardır savaşın beşiğindeki Suriye; açlık, susuzluk, yoksulluk gibi birçok imtihana muhatap Sahra Altı Afrika ülkeleri Masum Eli'nden gelecek yardımları bekliyor. Amel defterlerini, yaptırılan camilerle açık tutmak isteyen gönüldaşları dünyanın diğer bir ucundaki ihtiyaç sahipleriyle buluşturuyor. Allah’ın lütfu ve keremiyle adım başı camiyle buluştuğumuz bereketli toprakların şükrünü, bundan mahrum olan coğrafyalara el uzatarak yapabiliriz. Bilal-i Habeşi ezanları dünyanın her yerinde duyulsun istiyorsak, secdelerimizi kardeşlerimizle ortak edelim. Cami/külliye inşasına bir amel defteri daha ekleyelim.  
 



-